26 Kasım 2015 Perşembe

KIŞ AYLARINDA ŞİFALI BİTKİ ÇAYLARI


Sonbaharın bittiği ve kış aylarına geçiş yaptığımız şu günlerde havaların soğuması hastalıkları da beraberinde getiriyor. Bu dönemi hastalıklardan korunarak vücut direncini artırarak geçirmemiz için iyi ve dengeli beslenmek şart. Buna ek olarak güvenilir kalitede bitki çayları ise içimizi ısıtmasının yanı sıra içerdiği fitokimyasal bileşenler, vitaminler ve minerallerle en pratik yardımcımız olarak imdadımıza yetişiyor.
Peki hangi bitki çayını ne için kullanmalıyız ve nasıl hazırlamalıyız?

DEMLENMELİ Mİ KAYNATILMALI MI?

Eğer bitkinin kök, kabuk, odun gibi sert kısımlarından faydalanacaksak genellikle kaynatılarak hazırlanırken; yaprak, çiçek gibi yumuşak dokulu kısımları demlenerek hazırlanmalıdır.


 
ADAÇAYI: İçerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında yarar sağladığı bilinmektedir. Günde 2-3 defa 5-10dk demlenerek çay
olarak tüketilebilmesinin yanı sıra gargara yapılması da uygundur.


 ayva ve ıhlamur ile ilgili görsel sonucu
AYVA ve IHLAMUR ikilisi: Beraber kullanıldığında ıhlamurun etkinliği artarak soğuk algınlığı şikayetleri hafifliyor, öksürüğü yatıştırıp boğazı yumuşatıyor.
1 çay kaşığı parçalanmamış ayva tohumu 1 fincan su içerisinde 5-10 dk demlenip içilebilir. Kurutulmuş ıhlamur çiçeği 15 dk demlenerek içilebilir.


EKİNEZYA: Bağışıklık sistemini destekleyerek üst solunum yolu enfeksiyonlarından ve soğuk algınlığından korunmak ve tedavisine yardım etmek için en iyi tercihlerden birisi olmalıdır. Sıcak su içerisinde 10-15 dk demlenmesi uygundur. Özellikle çocuklarda uzun süre kullanılması ya da papatya gibi bitkilere alerjisi olan kişilerde kullanılması alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği riski göz önünde bulundurulmalıdır.

black pepper and tea ile ilgili görsel sonucu
KARABİBER: Bağışıklık sistemi düzenleyicidir.Boğaz enfeksiyonlarına yararlı olduğu bilinmektedir.

karanfil çayı ile ilgili görsel sonucu

KARANFİL: Bakteri ve virüslerin yol açtığı ağız ve boğaz enfeksiyonlarında antiseptik olarak ağrı hafifletmede kullanılabilir. 1.5g toz edilmiş tohumunun10-15 dk demlenmesi uygundur.


 
KUŞBURNU: C vitamini içeriği sayesinde grip, nezle gibi enfeksiyonlu hastalıklarda şikayetlerin hafiflemesinde yardımcıdır.10-15 dk demlenmesi uygundur.



NOT:Şekerli ortamda enfeksiyona neden olan bakterilerin daha hızlı çoğalma ihtimali olduğundan şekersiz içilmesi önerilmektedir. Aroma ve tatlandırma için gerçek bal ya da tarçın kabuğu kullanılabilir. 

DİYETİSYEN BEYZA VURAL

29 Ekim 2015 Perşembe

Dünya Sağlık Örgütü : Sucuk, salam, sosis kanser yapıyor!

işlenmiş et ile ilgili görsel sonucu


Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kırmızı ve işlenmiş et  tüketiminin kansere yol açtığını açıklamasıyla tüm dünyada oldukça yankı uyandırdı. Dünya Sağlık Örgütü’nün  kanser araştırmaları kurumu olan Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (IARC)  yayınladığı raporda günde 50 gram işlenmiş et (2 dilim pastırma veya 1 sosis) yenilmesinin kolon kanserine yakalanma olasılığının %18 oranında artırdığını belirtti.

10 ülkeden 22 uzmanın yer aldığı araştırmada salam, sosis, sucuk, jambon ve pastırma gibi işlenmiş eti, alkol, asbest, arsenik ve sigara ile aynı gruba (GRUP1), “en fazla kansere sebep olan 5 madde” listesine alırken, kırmızı etin ise muhtemel kanserojen (GRUP2A)  olduğu belirtilmiştir.

IARC kanser yapıcı maddeleri 5 sınıfa ayırmıştır.

Grup 1: kanser yapanlar
Grup2A: muhtemel kanserojenler
Grup2B: şüpheli kanserojenler
Grup3: insanda karsinojenik olarak sınıflandırılamayan
Grup4: insanda muhtemelen kanserojen olmayanlar

SİGARA KADAR TEHLİKELİ Mİ?

Hayır. Aynı grupta yer almaları kansere karşı eşit tehlikede oldukları anlamına gelmiyor.IARC grupları risk düzeylerini değerlendirmekten ziyade kanser ajanlarının bilimsel delillerin güçlü olduğunu ifade ediyor.

Kırmızı ette kanserojenler arasında listeleniyor ancak veriler sınırlı olduğu için işlenmiş etten daha az tehlikeli sayılıyor.

NE TÜR KANSER?

IARC Çalışma Grubu tarafından işlenmiş etin kolorektal kanseri yaptığı açıklanmasıyla beraber mide kanseri ile de bir ilişki tespit edilmiş fakat bu konuda deliller yeterli bulunmamıştır.
Krımızı et tüketiminin de kolorektal kanserin yanı sıra pankreas ve prostat kanserine de  yol açabileceği belirtildi.
NEDİR SOSİSİ KANSER EDİCİ YAPAN ŞEY?

Et işlenme ve pişirilmesi aşamasında N-nitrozo bileşikleri, polisiklik aromatik hidrokarbon , heterosiklik aromatik aminler gibi kimyasal maddeler ortaya çıkıyor.Ayrıca gıda endüstrisinde işlenmiş et ve etin raf ömrünü artırmak ve tadını iyileştirmek için tütsüleme, tuz veya sentetik koruyucu maddelerle işlenerek geliştirilmektedir. Tüm bu işlemler kanseri adım adım tetikliyor.


RİSKİ KIYASLARSAK

Global Burden of Disease Project’ e göre her sene dünyada 34 bin kişi fazla miktarda işlenmiş et tükettikleri için kanserden ölmektedir.


Tütün nedeniyle her yıl 1 milyon, alkol nedeniyle 600 bin ve hava kirliliği nedeniyle de 200 bin kişinin kanserden öldüğü bilinirken, Kırmızı etin kendisi ise kanser sebebi olarak değerlendirilmemektedir fakat bu ilişki ispatlanabilirse kırmızı etten zengin diyetin tüm dünyada senede 50 bin kişinin ölümüne yol açabileceği tahmin edilebilir.

 PEKİ HİÇ Mİ YEMEYECEĞİZ?
  
Dünya Kanser Araştırmaları Fonu da (WCRF) kırmızı et tüketiminin kişi başına haftada 500
gramı aşmaması gerektiğini tavsiye etti.

Ambalaja girmiş işlenmiş etleri hiç tüketmemek en doğrusu. En güveniliri ise güvendiğiniz kasaptan kasap sucuğu ve pastırma alıp makul miktarda tüketmektir.


Diyetisyen Beyza Vural

21 Ekim 2015 Çarşamba

Merhabalar!





Ben diyetisyen Beyza Vural. 2015 Haziran ayında Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldum. 2015 Eylül ayında Yeditepe Üniversitesi Farmakognozi anabilim dalında Fitoterapi yüksek lisansına başladım. Neden Fitoterapi derseniz; 2500 yıl önce Hipokrat’ın “Yedikleriniz ilaçlarınız, ilaçlarınız yedikleriniz olsun” dediği gibi bende beslenme tedavisinde bitkilerden de faydanılması gerektiğini düşünenlerdenim. Gerek mesleki kimliğim gerekse hobilerimle sizlere faydalı olabileceğimi düşündüğüm konularda yazılarımı bu platformda paylaşmayı planlayarak bu blogu açtım. 


Bu konularda merak ettiğiniz her şey için takipte kalın...:)